5 Aralık 2014 Cuma

ARADA OLUR BÖYLE...

Herkesi, her şeyi nadaslamak istediğin bir dem vardır. Bir dem, her dem, hemdem…
Saksıdaki çiçeklerde,bahçendeki köpekte,ipteki çamaşırdadır gözün. Hava tahminlerinde kulağın…Oturup fiziki bir haritanın ortasına açıktan koyuya maviye bırakırsın kendini,coğrafya kesilirsin baştan ayağa.
Hep bir ayet inecek gibidir hissin,bakışın yukarılarda gezersin.
Dem o demdir ki karşılığını bekler…

Sessizdir çarşı pazar gezmelerin. Vitrin camlarında yansırsın. Saçların daha kirlidir artık eskisinden.Yanından akar caddeler,sen dönüp bakmazsın.

Acımaz etin,tırnak yorulur...

Çok daha fazla kitap alır ama okumaz biriktirirsin raflarda. Ne başı vardır ne de sonu okuduklarının, falanca sayfanın falanca bir cümlesinde kaybolur gidersin.
Koltukların altı,duvar köşeleri ,kapı kenarları örümcek ağı tutar; seyredersin. Bahaneleri tüketip geç kalmaları seversin. Bir türlü beceremezsin hafta sonu sevinçlerini. Uzanır kokuların yanı başına,uyuyup kalırsın. Arayana bakmadan açarsın artık telefonları, herkes aynıdır. Tozu alınmamış salon sehpalarına takılır gözün, sen kalkar bir fincan kahve yapar koklaya koklaya içersin.

Susmaz ezgin,kulak yorulur...

Özlersin dostları, özledikçe daha bir sıkı kapatırsın kapıları;yorgunsundur. Yürek sığmaz kafesine,mekansızlığa öykünür. Tutarsın bir sevincin ucundan sonunu bulamazsın.Düğüme keser hevesin. Uzadıkça uzarken duaların,unuttuğun sureler takılır ardına.

Hiçbir şeye yetişememenin ağırlığını taşır ayakların , sen renk renk ayakkabıların hayalini kurarsın. Yetmezmiş gibi bir de elin kolun dolanır o ayaklara, büsbütün artar yükün. Ne yapsan ne etsen de annesiz yaşamayı beceremezsin; ona döner tüm eşya,tüm tabiat..

Dönmez dilin,sözcük yorulur...

İnsan herkesi,her şeyi nadaslamak istediği dem , döner dolaşır tek bir dizeye yaslanır: "ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında "...

Yürek yorulur…


























Hiç yorum yok: