29 Nisan 2008 Salı



KÜLLER TUTUŞMUYOR
ANKA’LAR YASTA
Zamanın birinde bir kral masallar anlatırmış çocuklarına.
Mışıl mışıl uyuyunca küçükler, başlarmış ağlamaya koca kral.
Bilirmiş ; büyüdükçe yetmeyecek masallar ; gecenin gözleri açıldıkça sığmayacak olduğu yere.
Ve hep hazır beklemiş küçüklerden biri tarafından öldürülmeye.

Savrulan dünyalara önayak olmanın ağırlığını taşıyamaz olunca konuşmaz da olmuş bizim kral. Uykular kaçmış ülkeden; küçükler,büyüklere karışmış.Dinlenen masallar tekrar tekrar anlatılır olmuş, elde avuçta yok umutlarla.

Kralın yerine başkaları konuşmaya başlamış.Yükseldikçe onların sesleri ,eski masallar bile ağlar olmuş. Ve kimse bilememiş kaç kere yandığını.
Kahkahası arttıkça karanlığın, kapılar kapanır perdeler iyiden iyiye çekilir olmuş. Hoyratlaşmış yeni anlatıcılar.Masalları kötülemişler , perileri kana boğup prensesleri pazar yerlerine düşürmüşler. Elmalar hepten zehre bulanmış, prenslerin ipi çekilmiş.
Yüz yıllık uykular boşa beklemiş masum öpücükleri ; aynalar güzeli çirkini karıştırır olmuş.

Herkes kralı aramış hesap için. İçlerinden biri ;”Yaralandık!” diyecek olmuş,susturmuşlar, ”Kapanır elbet her açılan ve durmayı bilir kanayan.” diyerek.
“Aldandık!” demiş bir başkası :”Düşlerimizi teslim ettik; sustu masallar ,sardı her yeri yedi başlı ejderhalar.”

Sunulmuş bir ülkede,sunulmuş hayatları yaşayanlar ve kötülerin masallarda aslında hiç yenilmediğini ,bir sonrakinde yeniden dirildiğini bilmeyenler cevap veremez olmuş bu kez.
Hangi iksirin nasıl olup da dem tuttuğunu düşünürlerken renklerden bile şüphe eder bulmuşlar kendilerini. Kralın ülkesi, teslimiyetten söz eder olmuş;her şey unutulmaya yüz tutmuş.

Gün geçmiş devran dönmüş, hakim anlatıcılar yeni uykulara yatırmış yeni küçükleri.
Büyüklere karışan eski küçükler hep susmuş,hiç uyuyamamış. Düşündükçe daha da uzaklaşmış uykular onlar için.
Uyanık kaldıkça korkmuşlar,değişmişler.Ne öncekilere ne sonrakilere benzemez olduklarını anlayıp kendilerine yeni ülkeler ,yeni krallar aramaya başlamışlar ; arada kalmışlar.

* *
*

Bir gün bir ses yükselmiş: ”Yanlış masaldayım ,imdat! Beni yeniden yazın!”

Buz gibi bir rüzgar alt üst etmiş meydanları, yüreğin yivi seti kalmamış kimsede.
Kral, büyüyen çocuklarından yeni bir masal dileyip açarken dilinin kilidini fark edememiş devrildiğini.

“Canım acıyor benim!” demiş eski küçüklerden biri.
“Canım acıyor benim hepinizin yerine , hepinizle birlikte.”

İşte o gün bu gündür, bir can acısı kalmış geriye hepimize. Ötemiz yok,olduğumuz kadarız. Kimsenin de zaten öteye geçmeye cesareti , gücü yok.
Büyükler açmış ağzını, toplamış alayını , elde tokmak beklerken “ Ama ben…….” diye cümle başı yapıp doğrulmaya dizlerimizin üstünde cüretimiz yok .

Boğazımızdan geçen her lokmayı hak edip etmediğimizi sorgularken yüzümüz yok bizim yeni masallara kahraman olmaya.
Kıramadığımız kilitleriyle yüklediğimiz kapılar omuzlarımızda hala. Gözlerimizin altı mayın döşeli ; her bir damla tehlike bize.


Devrik bir kralın , uykusunu yitirmiş küçükleriyiz biz.



                                                                                                            (tuba)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba
Yazılarınızı çok beğendim. Elinize sağlık. Devamını bizimle paylaşmayacak mısınız?

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Ben Şehbal ; Sevgi Ergin'in bir arkadaşıyım.
Sizin eve de birlikte bir kez gelmiştik. İstanbuldayım.
Sevgi'den çok uzun süredir - yaklaşık 3 aydır - haber alamıyorum. Telefonu var ama kullanılmıyor. O beni aramıyor. Kendince sebepleri vardır ve haklıdır ama ben onun ve oğlunun sağlığını çok merak ediyorum.
Sizden ricam bana iyi olup olmadıklarını bildirmeniz.

Selam ve sevgilerimle

Şehbal Kurtar,
0505 804 43 04

sehbalkurtar@hotmail.com